Sahura kalkarak birşeyler tüketen ya da gece geç saatlere kadar ayakta durup sahur yapan bireylerde ramazan sonrası gece öğün tüketme ihtiyacı doğabiliyor. Yatmadan hemen önce veya gece uykudan kalkıp yemek yemek kilo alımına neden olur. Bu durumun önüne geçmek için öncelikle ramazandan önceki uyku düzeninin ve aralıksız uykunun sağlanması çok önemlidir. Uyku sorunları yaşamamak için yatmadan 2 saat önce tüketeceğiniz bir fermente süt ürünü uyku kalitenizi arttıracaktır. Örneğin; akşam yemeğinden 2-3 saat sonra tüketeceğiniz bir meyvenin yanına ekleyeceğiniz bir porsiyon yoğurt iyi bir tercih olacaktır. Bu hem gece acıkmamanızı hem de kesintisiz bir uyku uyumanızı sağlayacaktır.

Ramazan boyunca açlık nedeniyle metabolizma hızı yavaşlar, bu da; halsizlik, yorgunluk ve isteksizliğe yol açar. Ramazan sonrasında metabolizma hızını arttırmak ve halsizlik sorununun önüne geçmek için sağlıklı ve dengeli beslenmek gerekir. Sabah mutlaka kahvaltı yapılarak vücuda güne başlaması için enerji sağlanmalıdır. Daha sonrasında kan şekeri seviyesini düzenlemek ve metabolizma hızını arttırmak için ara öğün tüketilmesi gerekir. Bu ara öğünler vücudun ramazanın etkisinden kurtulması için gerekli olan enerjiyi sağlayacaktır. Ara öğünlerde daha çok meyve, kuru meyve, kuruyemiş, süt ve süt ürünleri tercih edilmelidir. Böylece vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineraller sağlanmış olacaktır. Ana öğünlerden özellikle öğle yemeği tüketimi kesinlikle atlanmamalıdır. Burada tüketeceğiniz bir sebze yemeği ya da salata hem bağırsak hareketlerinin hem de vücudun elektrolit dengesinin düzenlenmesini sağlar.

Metabolizma hızını ve vücut direncini arttırmak için gerekli olan bir diğer nokta ise fiziksel aktivitedir. Gün içerisindeki fiziksel aktivitelere ek olarak yapılacak olan 1 saatlik tempolu yürüyüş kalori harcanmasını sağladığı gibi 12 saat boyunca metabolizmanın da hızlanmasını sağlar. Ancak yapılacak olan bu fiziksel aktivite yemekten birkaç saat sonra tok karnına yapılmalıdır, aksi taktirde kas ve elektrolit kaybına neden olur.

Ramazan sonrası dönemde sıvı tüketimi de çok önemlidir. Günde en az 2-2,5 litre sıvı tüketmek gerekir. Vücut susuzluğa alıştığı için su içme isteği doğmayabilir ancak yine de su tüketilmesi gerekmektedir. Kendinize su tüketimini hatırlatmak için çeşitli notlar kullanabilir veya su dolu bir şişeyi görebileceğiniz bir yerde muhafaza edebilirsiniz. Sıvı ihtiyacını karşılamak için çay, kahve, hazır meyve suları ve gazlı içecekler yerine su ve bitki çayları tüketilmelidir.